|
|||
![]() |
Ülkemde ilklere imza atmış başarının sırrı | ||
Erdal Demir | |||
akd.aydin@hotmail.com | |||
Maviliklere uçmak kanat gerektirir Sen bugün 19 yaşına girdin çocuk Yani sen yaşasaydın Hayatın içinde bir mana idin Oysa sen suçlusun korkaklara göre Çünkü gözlerin aydınlattığı, ismin ürküttüğü için Küçücük bedeninden korkan zalimler Hapsettiği iki metre karede seni yok sayanlar Arkanda bıraktığın gücün ve direnişin korkusuyla Her gün senden daha çok ölmekte Üzülme çocuk tüm anneler her gün binlerce Her gün ağlamak yerine gür sesleriyle geliyoruz diye Binlercesi Berkin doğmakta, yürüyerek çoğalmakta Yani bıraktığın yerden devam Berkin. Bıraktığın yerden... Bazen duyguların incinir, acı bir sızı hissedersin Ki o zaman yol uzun, ayakların ağırlaşmış, beden yorgun Ama dahası düşünceler yorgun İçinde ki fırtınadır seni kasıp kavuran Konuşmak değil istediğin, manalı bakıştır ifadesi sözün Dilde yorgun, gönülde bitek haldedir hislerin Bir ışık yanar birden beklemediğin anda Tam her şey doğru ve güzel olacak dediğinde Bir başka yorgunluk çöker gönül yuvana Aslında değişen bir şey değil umutlarda ki yorgunluktur Başlarken bir yerde bir şansızlık ya da hesapta bir hata var Bu işin sil başı yok, Önceden yazılmış hesap asılmışsa boynuna Her bir soru ve yazgı burada hazırlanır, tekrarıdır aslında senaryo Ya yazan ya da okuyan hata yapar ama Sonuçta hesap budur ustam! Türkiye kuşak devrimini geciktirmenin, sıkıntılarını, korkuya ecelin fayda etmediğini kavramakta gecikmemeli! Aslında; korkunun dışarıyı sardığı, dışarıdaki köşeyi kapmış gözetmede nöbet tutan Emperyalistler, kaybettikleri kendi genç kuşaklarının yokluğuna, Türkiye’nin kuşak devrimi yaparak, yeni ve genç jenerasyonun; gelecekte dünya için neler ifade edeceğinin korkusuyla köşeden bakmakta, yurdum insanına nifak katarak, genç neslin beyin göçüyle dışarı çıkasını sağlamak amacındadırlar. Görülmesi gereken sorun da budur! Ülkenin en büyük özel kolejine sahip olduklarını savunan bir okulun davetindeyiz. Doğa Kolejinin, çok hesaplı ve bilinçli, konusuna hakim, üst perdeden konuşan, amacını anlatırken eleştirileri perdelemeyi iyi beceren bir yönetici! Bu yetenekli ve konumuna sahip yönetici söyle devam ediyor; biz dünyanın birçok ülkesinde okul sahibi olan, biz Türkiye’de en çok moderninize edilmiş sistemlerle eğitim gören bir okuluz Sistemli ve dikkatli yaptığı konuşmanın içerisinde aslında çok güzel pazarlama yapmanın da keyfini çıkarıyordu. Tüm dikkatimle dinliyor, genel müdürü gözünün içinde takip ediyordum. Konuşma uzun sürmüş, kendince sonuca ulaşmıştı. Bizler yarın ki gazetede sürmanşet okulun övgüyle her yönünü yazacaktık! Yazmasına ama; Soru kısmına gelindiğinde sıralamaya başladım! Soru-Okulun yeni sahibi bir metal ve inşaat sektörü sahibi ve çok net görülen o ki; eğitim dalında sektör olma arzusu var, eğitimden gelen biri mi? -Patronumuz hayırsever bir iş adamı ve hayır yapmak, kendi çalışanlarının çocuklarının bile buralarda eğitim yapmasını isteyen bir yatırımcı! Soru-Özel sektör kar amaçlı çalışır, tamamıyla mı hayır için öğrencileri istihdam ediyorsunuz? Benim hayırseverlikten anladığım budur! Tam burslu öğrenci sayısı yüzde kaç, bu özel öğrenciler mevzun olduğunda, yurt içinde görev yapacak alanlarda iş garantileri var mı? -Bu oran çok yüksek değil, tam burslu öğrencilerin dışarıda eğitim yapmaları için, İngiltere’de bile eğitime yatırım yapmak için çalışmalarımız var. Gerekirse öğrencilerimizin ailelerini buralara götürüp belli şeyleri görmelerini sağlamayı da düşünüyoruz! Soru- Burada dışarıya götürülen öğrenciler eğitimini bitirdikten sonra Ülkeye dönüyorlar mı? Dönüyorsa oran küçükse bu beyin göçü anlamına gelmiyor mu? -Dönüş belli oranda ama düşük. Ama zaten birçok dünya üniversiteleri dünyanın birçok yerlerinden üstün zekâlı öğrencileri toplayıp okutuyor ve onlardan gelecekte istihdam etmek için faydalanıyorlar. -Soru. Sizler öğrencilerinize dışarıda iş ya da öncesi eğitim sürecinde ortam yaratıyor musunuz dışarı gitmeleri için! Dışarıya eğitim için gönderdiğimiz öğrenciler oluyor. Başarılı işler yapıyorlar. Hatta akademisyen olarak da dış ülkenin üniversitelerinde çok iyi yerlerde Türk akademisyenlerimiz var. Bakınız sevgili okurlarım. Benim anladığım ve içinde analiz ettiğim şeyler var! Bu yeni hayırsever iş adamı, bu okulu çok yakından iyi tanıyan ya da iyi bir fizibilite yaptırmış olacak ki, ayrıca bu sistemi çok iyi bilen yeni bir genel müdür bulmuş; 2016 nın Ağustos ayında aldıkları bu devasa eğitim kurumunu yıllardır çalıştırıyormuşlar gibi, geçmişini övgüyle suna biliyorlar. Konuya çok hakim görünüyorlar! Sorularımın içinde önemsediğim bir şey var , paylaşmak istiyorum sizinle; Bu denli moderninize olmuş ve çağdaş standartlara yakın davranan bu okulun müfredatı nasıl oluyor da, MEB den geçiyor! Sorduğumda; bu çok zor bir iş değil mi, bu eğitim sisteminin içinden sıyrılıp, bu denli nasıl iddialı olabiliyorsunuz? Cevap ilginçti; devletin 40 yaşının üstünde sahip olduğu, hakim olduğu bu kadroyla müfredat zor aşılıyor bu sistem de dediğinde, aklıma onlarca soru geldi ama ardından bir ikna ederek te olsa geçiriyoruz der gibi bir hava estiğini htiğim içinde soruları da erteledim şimdilik? Takipteyim bu muazzam eğitim kurumunu! Neden mi? Ülkem böylesine üst düzey sınırlarda iş yapa bilen okullarımızdan haberdar olsun ve öğünce duysunlar diye. Ama bu beyin göçü aklıma birçok soruları da getirmiyor değil? Sistematik bir şey mi bu? Ticari bir kurumsal davranış mı bu? Yoksa Türkiye bu beyinleri istihdam edecek alanlara sahip olamadığından mı bu göç mecburiyetten mi oluşuyor! Ya da Türkiye’yi köşeden gözeten Emperyalistlerin bir kurgusu mu bu? Ama Allah’ın bildiğini kuldan saklayayım! Ben bu göğsümü kabartan eğitim kurumunu çok sevdim, adım adım takip edip başarılarını, yeni eğitim alanında devrimlerini takip edeceğim. Çocuklarımız tacize uğramasın, öldürülmesin diye bu eğitim yuvalarında hak ettikleri yere ulaşa bilsinler, bizlerde üstümüze düşene sahip çıkalım! |
|||
Etiketler: Erdal Demir, Ülkemde ilklere imza atmış başarının sırrı |
|