|
|||
![]() |
Didim’de sosyal demokrat başkan | ||
Erdal Demir | |||
akd.aydin@hotmail.com | |||
CHP’nin en önemli ilkesi sosyal devlet anlayışının zeminin de yer aldığı, sosyal demokrat düşünce ve ideolojidir. Bu ideoloji CHP’nin tüzüğünden yola çıkar. Tüm örgüt ve örgütün kademeleri, varsa iktidar ve yerel yönetimlerdeki iktidar, gücünün kaynağını bu ilkelerden açıklar. Peki, CHP’nin yıllardır sırtında kambur olan ve partinin topladığı puanları tüketen yerel yönetimdekiler bu hıyaraşi ye uyuyor mu? Asla, asla bu krediyi tüketmekten vazgeçmiyorlar. Bir elin birkaç parmağı olan il ve ilçelerde ki iktidar olanları bir tarafa ayırıyorum. Bu sonucu değiştirir mi? Değiştirmez. Çünkü kötü olan şeyler, iyileri yer ve bitirir. Bakın bu yazıda ki konuyu iyi okuyalım ve neler dediği mi anlayalım. Nasıl mı? Kaynaklarını ve gerekçelerini yarınki köşede ele alacağım. Ama yaşadığım ve hayretleri içinde kaldığım, antidemokratik bir uygulamadan, yönetimden bahsedeceğim Ben iktidarım; ne kanun ne nizam tanımam, ben ne diyorsam odur! Yani teokratik bir sistemin ayağından bahsediyorum. Didim Belediyesinin elinde kılıcı olan Başkanından bahsediyorum. Günlerden Pazar ve ben dinlenmek için köyde ki evime gittim. Gecenin bir saati Didim’e davet ediliyorum Kimler mi? Daha önce köşemde yazdığım azınlıklardan bir iş adamı Ahmet ORAK der ki Sayın Erdal Demir; Siz bizden azınlık olarak bahsetmiştiniz ve azınlıklar bizim kardeşimizdir demiştiniz! Evet, aynen tekrarlıyorum azınlıklar bizim kardeşimizdir. Süryaniler bu azınlıklar dediğimiz kardeşlerimiz. Didim’e Turizm ve İnşaat’ta ivme kazandıran, Devlete Katma değeri kazandıran, İstihdam yaratan, esnafın birçoğundan malzeme alan bir iş adamı. Bu iş adamının inşaatı 22.04.2014 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden, ön konuşma ve telaki olmadan, iktidar olduktan sonra 10 gün içinde yapılan bir eylem. Bu mühürlenme belli ki seçim malzemesi olmuştu. Olmuştu da Devletin, Didim’in ve çalışanların kaybı ne olmuştu? 120 Milyon Euro buharlaşmış yok olmuştu. Bu şu demek; dışarıdan bir özelokul, bir hastane ve iki adet 800’er kişilik, toplamda 1600 kişilik otel yatırımı, dışarıda ki Süryaniler tarafından geri çekilmişti.Çünkü Didim’de azınlık olan Süryaniler bu topraklarda istenmiyordu.Başkanın deyimi ile Siz Mardin’e geri dönün burada sizi barındırmam.Detayına sonra ki yazılarımda gireceğim bu konunun soruları şu! Sayın Başkan siz Sosyal Demokrat bir partinin Başkanı değil misiniz? Yoksa arada bir ağzınızdan çıkardığınız şu cümle sizi tarif mi ediyor?”. Ben CHP de aday bulunmadığı için Didim’e başkan adayı oldum” aynen böyle mi söylediniz? Söylediğinizin doğruluğunu onlarca insan itiraf ediyor. O zaman CHP’nin Genel Merkezi ne güne duruyor? Genel Merkezden birilerinin koruması altında olmayasınız! Gecenin bir saatinde Didim’e indiğimde karşıma tapu gibi bir Danıştay kararını koydular. Kararda “Mührün hemen fekki” yani şu demektir; Adalet ve Hukuk kavramlarının çiğnendiği bir kararın, Adalet tarafından düzeltildiği. Sayın Başkan size düşen bu ayıbı düzelten, bu kasıtlı uygulamayı boşa çıkaran karardan vazgeçmektir. Dedim ki sabah ola hayır ola! Hiçbir Mülkü amir bu kararı yok sayamaz, sabah gidip tebliğ edin ve göreceksiniz ki sizden özür dileyecek ve gidin, işinize başlayınız diyecek. Çünkü Belediye başkanı Ahmet Deniz Atabay bir zamanlar demişti ki;”siz bu davada bizi haksız çıkarın, mührü elimizle sökeceğiz. İşte elle sökmek bu görevi yaparak yanlışı düzeltmek ve özürdür. Beklenen buydu ama ne oldu? Belediyenin önüne sessiz yürüyüş yapan mağdur işçiler, Avukat, İş sahibi ve Basın olduğu halde gidildi. Karar elden tebliğ edildi. Saat 13’e kadar beklendi. Arayan, soran ve muhatap olan yok. Başkan “karar tebliğ edilmemiştir, bilgim dışındadır” diyerek işi sürüncemeye almak kararını beyan etmiş, bir şeyleri hatırlatan cümleler akla yeniden geldi! Ben buradayken “Ben ölmeyi de göze almışım, tazminat ödemeyi de göze almışım, bende mangal gibi yürek var, her şey doğru olsa bile bu ruhsatı vermeyeceğim. Buranın Belediye Başkanıyım bir para basamam bir de adam asamam” bu söylem ile azınlık olan Süryani’leri etnik kimliklerinden dolayı bölgesel bir ayrımcılığa girerek, Mardin’e gidin, orası sizin kendi memleketiniz” derken neyi ifade ediyordunuz Başkan? Siz sosyal Demokrat bir partinin Başkanı mısınız yoksa kendi kanunlarınızın uygulayıcısı mısınız? Siz kendi Genel Başkanız için “gittiğiniz o zat yazılı kâğıt versin bende ruhsatınızı vereyim” dediğinizde, Genel Başkanınızın talimatıyla mı ruhsatı iptal ettiniz diye sormazlar mı? Kaldığımız yerden devam edeceğiz saygı değer okurlar. Kim olursa olsun haksızlık yapan, Hukuk tanımayan kim olursa olsun, bu kalem yazmaya devam eder. |
|||
Etiketler: Erdal Demir, Didim’de sosyal demokrat başkan |
|