|
|||
![]() |
Anarşiye Nereden Bakıyorsunuz | ||
Erdal Demir | |||
akd.aydin@hotmail.com | |||
1980’li yıllardan bu yana süreç olarak anarşiyi bir yere oturtmak lazım. O yıllarda sağ ve solun yoğun bir şekilde yaşandığı, milliyetçi, ülkücü gençlerle devrimci, solcu gençler arasında ideolojik çekişmeler ölümlere yol açmış, ülkede sıkıyönetim önce getirilmiş sonrası siviller eliyle, Silahlı kuvvetler sahaya indirilmiştir. Ülke askerin vesayeti altında, Evren’in diktatörlüğü öncülüğünde sınıflara bölünmüş toplumun isteklerine karşı şiddet hat safhada yükselmiştir. Doğuda yaşayanlar yıllardır yönetimler tarafından sosyal hakların ihmal edilmesi, kültürel yasaklar; etnik yapılanmayı ve onların hakkını koruyan, savunan ve liderliğine soyunan Abdullah Öcalan tarafından o dönemi siyasal bilgilerde okuyan bir delikanlının ortaya çıkması ile başlamış, Çoğunluğu doğuda yaşayan Kürtler ‘in azınlıklar sınıfına dahil edilmesiyle yol bulmuştu. Üniversiteli yıllarımdı. Çok iyi anımsadığım o yıllarda, Apo yavaş yavaş eylemler koyuyor, doğuda kendi insanını ideolojik yapılanmanın içine çekilmek için ölümlere varan eylemler söz konusu oldu. Çocuklara kadar inen, sivilleri içine alan ölümler gündemi sarsmaya başlamıştı. O dönem doğuda yaşayan Kürt halkı bu durumdan paniklemiş en yakınında ki devletine sığınmaya çalışmış ve devlet analığının yapılmasını yıllarca beklemiş durmuştu. O dönemim cuntası ve daha sonra kurulan hükümetler, ekonomiyi dizayn ederken doğuda ki eylemler yükselmeye başlamış, yakılan, yıkılan köylerde ki köylüler büyük şehirlere göç etmek zorunda bırakılmıştır. Bu terk ettikleri yerlerin çoğu büyük şehir konumuna ulaşmasına rağmen varoş olmaktan kurtulamamıştır. Apo Kürt köylerine gece saldırıyor, gündüz silahlı kuvvetler saldırılarını be baskınlarını köylere ve köylülere yapıyor, köylülerin PKK’ya neden gıda yardımı yapıldığını soruyor ve ardından baskı, işkence yapıyordu. Oysa köylü; bir yandan onurunu, ekmeğini, köylerini, çocuklarını, kadınlarını ve gençlerini kaybetmeye başlamıştı. Köylerde asker ve çelik kuvvetler yaşamı çekilmez hale getirmiş, diğer yandan haklarını savunduğunu söyleyen PKK köylerdeki insanlara zulüm ve ölüm getiriyordu. Devlet yetkililerini uyaranlara, önemsemeyin ya! Bir avuç PKK'lı çapulcu neler yapabilir ki deniyordu. Oysa oralarda, PKK ile silahlı kuvvetler halkın yaşamı çekilmez hale getirmişti bile Devlet köyleri yakıyordu, PKK köylerdeki insanlarımızı öldürüyordu. İki ateş arasında kalan köylü, bir yere yaslanmak zorunda bırakılmıştı… İşte tamda o zamana denk gelen Turgut Özal Hükümeti devreye girmiş, seçimleri, muhalefet bile karşısında olamayacak kadar ezici bir çoğunlukla kazanmıştı Asker o seçimlerde de devredeydi ve Turgut Sunalp Liderliğinde kurulan horoz logolu partiye sivil anlayış tepkisini sert göstermişti. CHP’nin lideri o zamanlarda ki Calp, muhalefet yapmakta oldukça zorluk çekmiş, Amerika’da eğitim gören önce bakanlık sonra parti liderliği le sahneye çıkan Turgut Özal tıpkı AKP gibi kurduğu, ANAP ile kısa dönemde, o dönemin güçlü hükûmeti le sahnedeydi artık. Turgut Özal gerek ekonomide aldığı radikal kararlarla, Türkiye’yi liberaliz bir ekonomiye taşıyor, gerek devlet kurumlarında ki denetimli demokrasiyi zayıflatan anlayışı kurumlara aşılamaya çalışıyor, gerekse doğuda ki eylemleri küçümsemesine rağmen devreye Eşref Bitlisi de devreye sokarak meseleyi halletmeye çalışıyordu. Bu duruş ve hareket, derin devleti harekete geçirmiş, önce Eşref Bitlisi bir uçak kazası, sonra Turgut Özal’ın ölümü hala şaibeli durumunu açıklamayacak kadar karanlıklara gömülerek bir dönemin kapanmasına neden olmuştu. Bu ölümlerden sonra Doğuda ki PKK eylemleri ivme kazanmış ölümler artmış ve süreç boy ve yön değiştirmişti. No: Değerli okuyucularım bu yazının devamına yarın ki sayıda devam edeceğim Okuma alışkanlığını bir türlü kazanamadığımız Türkiye' izde yazıları kısa tutmaya çalışıyorum artık Ama inanıyorum ki okumak aydınlanmaktır gerçeğine toplumca inanıyoruz. Yarın yazının devamında görüşmek üzere. |
|||
Etiketler: Erdal Demir, Anarşiye Nereden Bakıyorsunuz |
|